top of page
  • Yazarın fotoğrafıFırat Ç. Erdem

Bilgi, Bilme Hali ve Gerçek Üstüne Düşüncelerle Savaş Sanatlarına Bakış

Güncelleme tarihi: 4 Tem 2021

Bir anımı sizinle paylaşarak konuya girmek istiyorum.

Bir gün bir arkadaşımla gündelik hayattan, gelişi güzel yaşamaktan ve eskilerden bahsederken konu İngiltere maceralarına oradan da (nasılsa) dayısıyla olan bir anısına gelmişti. Tabi anı bu ya, nasıl gülerek anlatıyor hala dün gibi aklımda.. bu arkadaşımın dayısı 40 sene evvel İngiltere'ye göçmen olarak yerleşiyor, çeşitli işlerde çalışıyor, kah taksi sürüyor kah temizlik işeri yapıyor bir şekilde ailesine bakıyor ve zaman öyle hızlı geçiyor ki ne zaman vatandaşlık aldığını bile hatırlamıyor. E tabi bir süre sonra benim memleketimde de bir çekirdek ailem vardı diyor tabi, yada bizim sözüm ona yeğen (arkadaşım) zorla hatırlatıyor (yeğen olsa bile hatırlanmaz ya o ayrı).


Diyor ki bizim yeğen, 'e madem bir dayım var, neden yanına gitmeyeyim?'

Bizim bu yeğen meşhur saat kulesi Big Ben'e hayran, iner inmez dayıya diyor ki "ya dayı şu Big Ben'e beni götürsene, çok merak ediyorum".. Dayı ne demiş? "O ne ki yeğenim?"

Bizim yeğen tabi şaşkın, "ya dayı hani var ya şu büyük saat, oraya gidelim diyorum" demiş. Dayı da kısa bir mavi ekran verip patlatmış bombayı, "ya hu yeğenim desene saat istediğini, ben alırım sana saat".. Yok yok yuh be artık demeyin.. Yine (sanırım aynı jenerasyon) Almanya'nın merkezine süper market açan bir Türk dayımız, marketine gelen Alman müşterisini anlayamadığı için (hain alman, Almanca konuşmuş) markette çalışan yeğenini çağırıp, "hele yeğenim şu turiste bakıver, ne diyor anlamıyorum ben" demiş.


E peki nedir burada anlatmak istediğin?

Bu girişti sadece tabi ki. Ama ana fikri çok kuvvetli bir örnek aynı zamanda. Ne midir o? Buyursunlar; 1. Bir şeylere önce başlamış / yapmış / görmüş vb. olmanız sizi o konunun uzmanı yapmaz. 40 yıl İngiltere'de olup, Big Ben'i bilmemek nasıl mümkünse, bir konseptin içinde olup, içeriğinin özünü anlamamak o kadar mümkündür. 2. Sonradan (yada başkasından sonra) başlamış olmak, listedeki öncülere göre sizi en güncel yapmaz. Zira birikim nitelikli temel ister ve güncellik birikim süzgecinden geçtiği kadar geçerlidir. 3. Bir şeyler sizde yoksa yoktur. Başkasında olup sizde olmayan şeyler yapabileceğiniz sadece tek bir şey var : Çalışıp öğrenmek, emek sarf etmek, azimle sabırla beklemek..


Bildin mi şimdi?

Aynısı Bizim sistemde de var be abi = Esnaf Kung Fu (yada Esnaf karate aile salonu - üst kat klimalı)

Subje (yada suje) ve obje arasındaki bağdır bilgi denilen. Bir çok türü vardır ve bilimsel bilgi de bunlardan biridir. Öznel olan bilgiyle nasıl ki bilim yapamazsınız, savaş sanatı da bundan farklı değildir. Üstadınızın başarısı sadece ona aittir ve onu taklidiniz sizi de usta yapmaz. Sadece ustanızın küçük bir minyatürü olursunuz. Ustalık konusunu anlamak için içselleşmeyen her duygu durumun birer kopya tavır, sahte ve yanıltıcı üslup olduğunu kavramak ve bunlara bağlı hareket paternlerinin (uygulamaların) yanlış olduğunu bilmek gereklidir. Burada ustanızın Doğru kavramına nasıl baktığı çok önemlidir.


Doğru soruyu sormak?

Şimdi düşünelim biraz, size bir soru sormak istiyorum, sizce MUTLAK DOĞRU var mıdır? Vardır yada Yoktur olarak cevap vereceksiniz sadece ama. (bunun anketini sosyal medyada yapmıştım) Bu soruda düşünmenizi istediğim şey aslında sorunun bizatihi içeriği değil, cevap verirseniz paradoks yaratmaktan kaçamıyor olduğunuz gerçeği. Nasıl mı? Açalım biraz. Diyelim ki soruya 'Yoktur' dediniz. Yoktur dediğinizde, mutlak bir doğru yoktur önermesini, mutlak bir doğru ifade olarak kabul etmeden bunu önerme olarak sunamazsınız. Haliyle Mutlak bir doğru yoktur önermesi, mutlak bir doğru olur ve mutlak bir doğru olmazsa zaten mutla bir doğru vardır demek zorundasınız. (404 not found hatası vermediyseniz devam edin, yoksa tekrar okuyun..) aslında bulduğunuz şey, mutlak bir doğru oldu, o da, mutlak bir doğrunun olmadığı... Bir şey hem var, hem de yok olduğunda, bilgi doğası ve düzleminde bir yaklaşımla incelendiğinde, o 'şey' Gerçeğinin büründüğü hallerin deneyimlenebilen kısmıyla açıklanmaya çalışılır. Doğrularımızla gerçek arasındaki bağlantı, bizim gerçeği nasıl algıladığımızla ilgilidir. Bir şeye ait birkaç doğruyu biliyor olmamız, onun gerçeğini kavrıyor, anlıyor, neden sonuç ilişkisi (ve döngüsü) olarak deneyimleyebiliyor olduğumuz manasına gelmez. Hatta hiç bir zaman anlayamayacağımız ve bilemeyeceğimiz kısımları dahi olduğuna dair ip uçları verir. Gerçeğin sonsuz doğru suretlerinin tamamına sınırsız zamanımız dahi olsa vakıf olamayız. Bu imkansızdır, tıpkı size sınırsız süre verilse sonsuz sayıları sayarak bitiremeyeceğiniz gibi. Konu sonsuzluk olduğunda, onun keyfiyetinin farkında olabilmek için, onun dışından ona bakabilme gücü gereklidir, zira içinde olduğunuz bir şeyin öz nitelikleri hakkında edineceğiniz bilgi çok kısıtlı olacaktır. Devamlı sonsuzluğun süreklilik sınırında olmak hali hazırda imkansızken, birde bunun dışından ona bakmak fikri sadece benzersizlik açısından öznelliğe en güzel örnek olmaktan öteye gitmeyerek, sayılabilir sonsuz ve sonsuzluk arasındaki ölçülebilir, deneyimlenebilir, sayılabilir vb. vasıflarındaki şeylere ve olanların doğası hakkında kısıtlı bilgimizle, doğrular ve yanlışlar artasındaki farkın sadece konumsal olduğunu, başlangıç noktasına göre anlayışın göreceli bir halde olduğu gerçeğini anlatır. Çünkü sonsuzluğa sadece kendisi dışardan bakabilir. Ayrıca, Gerçeğin deneyimlenebilen sonsuz doğruları, sonsuzluk karşısında, sayılabilir sonsuz yapıdadır. Peki, gerçeğin deneyimlenemeyecek doğruları için ne denebilir? Deneyimle dahi kısıtlı ulaşım imkanı olan sınırlı sonsuzun, deneyimlenemeyecek olan sonsuza eklenmesi ve deneyimlenebilen sonsuza denk tutulması çocukça bir yanılsamadan öteye ulaşabilir mi?


Biz savaş sanatları konuşuyorduk, nereye geldi yine konu?

Çalıştığınız sistemin doğrularına ait temelleri sorgulayın!

Savaş sanatları hayatı anlamak, anlamlandırmak, anlam katmak, anlam yaratmak, an'a odanlanmak, an'da olmak vb. birçok amaçla yapılabilir. Tercih sizin fakat, daha doğrularını bile nitelikli içeriklerle sunmayan sistemlerle sınırlı zamanınızı çarçur etmeyin. Başkasının yarım yamalak doğrularını hayatınızın merkezine koymayın, sorgulayın, acımasızca eleştirin, derinlemesine okuyun, araştırın ve öğrenin. Bu dünya tek seferlik ve başkasının ayakkabılarıyla bu yolculuğa çıkmayın. Unutmayın! Yolda sabır başarı, Başarıda sabır ustalık, Ustalıkta sabır çıraklık, Çıraklıkta sabır yoldur ki, Yolu sabır ve azimden geçmeyene çiğ, Zamanda 'an' olamayana ham denmesi de bundandır. Böyle olanların ne ustalığı nede başarısı vardır. Zamanın aldatmacaları çok, algı yanılsamaları sonsuz. Yolda olanlara Selam Olsun... Fırat.

284 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page