Yetimliğin İkindi Vakti
- Fırat Ç. Erdem
- 26 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Haz
Bazı kelimeler, bir ömrün yükünü tek başına taşır.
“Yetim” mesela…
Sadece annesiz, babasız kalmak değildir;
bazen sesine kavuşamayan bir duanın,
bazen gözyaşıyla ıslanmış bir vesikalığın adıdır yetimlik.
Ve “ikindi” vakti…
Günün en mahzun ânı.
Ne sabaha benzer, ne geceye…
Her şeyin biraz yarım kaldığı, gölgelerin uzadığı bir zamandır.
Bu yazı, o vakitte kalmış bir ruhun güncesidir.
Gidenin arkasından değil,
kalanın içinde susarak büyüyen sızının
kelimelere dökülmüş hâlidir.
Kalbin kıyısında bir yer arayanlara,
suskunluğunu Hu'ya anlatanlara
ve adı unutulmayan acıları içten içe taşıyanlara ithaf olunur...

Bir kelime hem öksüz hem de yetim olur mu? insan ruhu ne kadar kaldırabilir bu azle mahkum acizin kalb-i meftununu.. öncesi umut sonrası unut olan her anı, kalbe yük her zannı, hayali haram bu hayatın şavkı, doğmaz oldu günüme kalmadı gölgesi ruhumun. Evveli olmayanın olmaz ahiri, mecali yok ümidimin her adımı fani. İpekten kanatlarına, yıllık bilenmiş inatlarına, tüm serin imbatlarınla, kaçsan da dolu dizgin atlarınla, menzilin yine kavuşur mu avuçlarıma? Hicret ne sanadır ne bana, yaren oldum karanlığın anlamına, yedi katı semayı var eden nakkaş, senden seslendi gönlüme kurdu daraş. Dem bu dem canımda buldurur dedim senin gibi seni, oldum divane ayyaş.. geçmiyor alışıyorsun sadece yada alıştığını sanmak istiyorsun ümitsizce. Öksüzdü zaten gençliğim şimdi de yetim içimdeki senim, olmazlara vatan olmadı gözlerin, hem öksüz hem yetim artık ismim, zaten biteceğini bildiğin bir şeyin, biraz daha zamanını isteyemedi içimdeki sabim. İçimdeki küçücük bir geçmişin kocaman geçmemiş izlerinin sahibiyim, kutlayamadığım doğum günümün tek dileğinin, anladım, büyüyünce geçer dedikleri şeyin mutluluk olduğunun mirim. Kaçarken senden, dünyanın öbür ucunda cebimden çıkan vesikalığına anlatamadım neden, olmayacağını bildiğim halde olacağına dair hissime yenilmem, ömürlük birini bulduğumda aldım ömürlük dersimi senden. Hiç beklentim yokmuş gibi davranmaktan mı yoksa içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan mı yoruldum bilemedim, akan göz yaşlarıma mı darıldım yoksa hikayemi yazanın kaleminden dökülen mürekkebin kan olmasına mı? Bilemiyorum, ne kelam kaldı zihnimde ne kalemimde hacet, girdap dünyanın yasına dedim sabret, bir senden gidemedim hey gidi nedamet. Değil miydi yezidin harcı zulüm, yiğidin borcu ölüm, hasretin borcu tazallüm, yokluğun etmez tekellüm ve der hayat kulağıma "ölen uyandı gülüm". Cevabı olmayan sorularla yaşamak da olsa olsa bir ibadet, sessizliğe yazılmış mektupların içinde asalet, kaybolmuş benliğimle konuşmak seninle sessizliğe hasret. Bir nefes kadar yakınımda sanki ölüm gibi, içine çekti beni ölüm sanki bir nefes gibi..
Yunus Emrem der: Öksüz isem, yetim isem, her hâlim Hakk’adır canım
Kırık gönül bir otağdır, Mevlâm onda mihmandarım
Aşkı bilen yanar dağlar, yanmakla olur arınan
Gölge biter, nur doludur, ruhum olur o zaman canan
Mecalsizdir ümidin, lâkin aşk mecalsiz yürür
Kavuşmazsan ne gam olur, vuslat dedikleri de bir ömrü bürür
Yedi kat göğün nakşıdır, sende zuhur ey can gözüm
Hicret sanadır, bana da, vuslat demekmiş özüm
Yetim doğar aşk içinde, öksüz kalır her seven
Yanar durur bir serhoşlukla, adını koymadan giden
Kutlayamadığın doğumun, içindeki hakikattir
Büyüyünce geçer dedikleri, senden sâde vuslattır
Kalemin kanla yazmışsa, aşkın defteri silinmez
Sabret, sabır dergâhtır, aşkı bulan delirmez
Yezid zulüm eyler idi, Hüseyin aşkın badesi
Yokluk da bir derstir amma, vuslat olur hâlis niyeti.
ve cevaben der Şeyh Yesevim: Ey yetimliğe yazgılı gönül,
Bil ki, Allah yetimin sahibidir.
Gönül öksüzse, Hakk onda şâhid olur,
Kalpten yâd edene Rahmân rahmet olur.
Ey sabrı sabırsızca çeken,
Aşk, sana cübbesiz dervişliktir.
Hicretin mânâsı, senden sana yürüyüştür,
Vuslat, yokluğun ilmiyle zuhur eder.
Madem gözlerin olmazlara vatandır,
Bil ki gözyaşı, ilmin göğsündeki cevherdir.
Cebindeki resimden utandıysan eğer,
Mazideki an’a secde etme vaktin gelmiş demektir.
Bil ki kalemden kan akarsa,
Senin kaderin, kalemin sahibine yakındır.
Aşk yanmaksa,
Bırak yansın gönül,
Ama rızayla yansın.
Yezid zulmüyle anılır,
Hüseyin sabrıyla büyür.
Sen de aşk meydanında
Can ver ama dilden vazgeçme.
Zira dilsiz dua edilmez,
Sessiz aşk olur mu hiç ey gönül?
Ve unutma:
Her terk ediliş, Hakk'a bir yakarıştır.
Çünkü en sevdiklerimizi kıyamla değil,
Kıymetle yitiririz.
Comentarios